Gürsoy Dinçer, Lior Elmaleh, Montserrat Figueras, Hespèrion XXI, Jordi Savall: La Sublime Porte - The Voice of Istanbul (1400-1800) - SACD
La Sublime Porte - The Voice of Istanbul (1400-1800) - SACD

La Sublime Porte - The Voice of Istanbul (1400-1800) - SACD

Bu Ürün Stoklarımıza Girince Haberdar Olmak İster Misiniz?
(+) Stoklara Girince Haber Ver
Ürün Hakkında
Barkod: 7619986398877 , Katalog No: AVSA9887 , Firma: Alia Vox , Yayınlanma Tarihi: 2012
Format Türü: SACD, Format: 1 SACD
Jordi Savall, İstanbul albümünün başarısının ardından Doğu'yla Batı arasındaki sınırları yeniden geçiyor ve bu sefer Osmanlı İmparatorluğu'nun değişik ses (şarkı) geleneklerini ustaca inceliyor.<br /> <br /> "Bab-ı Ali"nin (ya da "Bab-üs Saade" denilen Osmanlı sarayının) çevresindeki Osmanlı, Rum, Sefarad, Ermeni vokal ve enstrumantal eserlerini içeren "İstanbul'un sesleri" adındaki bu kayıt, Moldavyalı Prens Dimitri Cantemir'in "Müzik Biliminin Kitabı" adındaki eserinin yayımlandığı zamanlarda İstanbul'daki Osmanlı, Sefarad ve Ermeni enstrumantal müziğine adamış olduğumuz ilk kaydımızın devamıdır. Türk müziği, kültürü ve tarihi hakkında yapma gereğini duyduğumuz sayısız araştırmalar sırasında, Osmanlı tarihi ve uygarlığı konusunda Batı'nın ne kadar şaşırtıcı bir cehalet içinde olduğunun giderek bilincine vardık.<br /> ...<br /> Jean-Paul Roux'nun Histoire des Turcs (Türklerin Tarihi) adlı eserinde dediği gibi, "Türkler hakında hayal edebileceğimizden çok daha fazlasını biliyoruz, ama bildiklerimiz arasında hiçbir bağlantı yok". Okulda öğrendiklerimizden aklımızda kalanlar, Türklerin 1453'te Constantinople'u aldıkları, Muhteşem Süleyman'ın Şarlken'in egemenliğine karşı I. François'nın müttefiki olduğu, ya da 1572'de Hıristiyan ülkelerin donanmalarının İnebahtı'da Türkleri korkunç bir yenilgiye uğrattığıdır. İnebahtı savaşında sol elini kaybeden büyük yazar Miguel de Cervantes, La gran sultana (Büyük Sultan) (1615) adlı tiyatro eserinde Osmanlı âlemini bize ustalıkla canlandırmaktadır. Racine sayesinde Sultan Bayezıt'ı tanırız; Molière'in Bourgeois gentilhomme (Kibarlık Budalası) adlı eseriyle, XVIII. yüzyılda hâlâ moda olan Türk tarzı eserleri öğreniriz. Osmanlı dünyası ve efsaneleri üzerine düşler görmemizi sağlayan yazarların listesi kabarıktır: Théophile Gautier'den Anatole France'a, Lully'den Mozart'a, Pierre Loti'den Victor Hugo'ya; bu arada Lamartine'in ya da Nerval'in sözlerini, Ingres'in ve Delacroix'nın bazı tablolarını, ya da Bellini'nin, Lotto'nun, Holbein'in XV, XVI ve XVII. yüzyıllarda Türkiye'de dokunmuş halılarını unutmadan. Türklerin hayat tarzından ya da kullandıkları eşyalardan esinlenmiş pek çok şey var çevremizde: Türklerin "köşk" adını verdikleri küçük pavyonlardan gelen "kiosque"lar; Hollandalılar tarafından Boğaziçi'nden götürülmüş olan "tulipe" (lale), adını tülbentle sarılan türbanların biçiminden almıştır; yiyeceklerimizde Türk kökenli pek çok şey vardır, hem yalnızca Türklerin şiş kebap dedikleri etler değil. Osmanlıların Viyana kuşatmasından sonra, Türk kahvesi ve (şehri kuşatanların bayraklarını süsleyen amblemin biçiminden esinlenmiş) ayçörekleri rağbet gören bir lezzet olmuştur; "Bulgar dağ köylülerinin ulusal yiyeceği" olarak tanımlanan yoğurt, Anadolu bozkırlarındaki göçerlerin ezelden beri bildikleri bir yiyecektir ve adı Türkçede "yoğunlaştırılmış süt ürünü" anlamına gelir. Saray, harem, odalık, pala gibi sözcükler, oryantalist ressamların tabloları, kum fırtınaları hayal dünyamızdan hiç eksik olmaz... Böylelikle oldukça az tanıdığımız şeylerden oluşan bir dağarcığımız varken, hayal gücümüze bağlı olarak az çok biçim değiştirmiş bir dizi gerçek dışı imgeye sahip oluruz..<br /> ...<br /> Bab-ı Âli"nin çevresinde bulunan Rum, Ermeni ve Sefarad müzisyenleriyle diyalog halindeki bu harikulade ve büyüleyici Osmanlı vokal ve enstrumantal parçalar, Osmanlı İmparatorluğu'nda gayrimüslim uyruklar için geniş bir inanç özgürlüğü bulunduğunu bizlere hatırlatmaktadır: Ortodoks Rumlar, Hıristiyanlar ve Museviler bu İslam topraklarında kendi inançlarının gerektirdiği şekilde ibadetlerini sürdürebilmişlerdir, tıpkı bu topraklarda konuşulan türlü dillerin Osmanlı şehirlerini birer Babil Kulesi'ne dönüştürdüğü gibi. "<br /> <strong>JORDI SAVALL, </strong>Bâle, 19 Eylül 2011 (çeviri: İnci Kut)<br /> <br />
Eser Listesi
Derviş Mehmed
1. Taksim: Uzzal Uşuleş Darb-i Feth (makam)
04:03
Hacı Abdülkadir Meragi
2. Segahkar: Kar-ı Ses-avaz
06:48
3. Chanson et Danse: Siretsi yares taran-Noubar noubar
03:47
4. Por alli paso un cavallero
06:28
Dimitri Kantemir
5. Taksim: Buselik (makam)
05:29
Buhurizade Mustafa Itri
6. Hisar Ağır Semai
08:09
7. Taksim
03:02
8. Priere
04:01
Tanburi Angeli
9. Taksim: Rehavi Çember
05:29
10. Gazel
03:54
11. Taksim: Hicaz
07:06
12. Punxa, punxa
04:21
13. El Rey que tanto madruga
04:22
Tanburi Mustafa Çavuş
14. Hisar Buselik Şarkı
03:08
Goussan Ashot
15. Plainte
03:41
Hacı Abdülkadir Meragi
16. Rast nakış beste
05:52
Bu Ürünler İlginizi Çekebilir
Sosyal Medyada Opus3a